Benim Güzel Dikkat Eksikliğim ve Onu Dize Getirme Çabalarım

Son iki yıldır dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile cebelleşiyorum. Daha çok çocuk ve ergenlerde olduğu düşünülen DEHB aslında yetişkinlerde de sık görülüyor. Çağımız bunu biraz daha tetikleyici unsurlarla dolu, bunları artık hepimiz konuşuyoruz zaten. Ancak öyle illet bir şey ki bu, hayattan soğumanız her an gerçekleşebilir. Bir de depresyona meyilli biriyseniz daha fazla etkilenebiliyorsunuz.

Dikkat eksikliği beni yavaş yavaş ele geçirdi

Benim aslında uzun yıllardır irili ufaklı yaşadığım ancak son yıllarda ayyuka çıkan DEHB hayatımı etkilemeye başlayınca, gerçekte bende ne olduğunu çok da bilmeden 2 yıl önce psikiyatra gitmeye karar verdim. Ona ek olarak başka sorunlarım da ortaya çıktı ancak şimdi onlardan bahsetmeyelim. Amaan hangimizde yok ki 🙂

Şakaları bir kenara bırakırsak iş hayatınızı, insanlarla olan ilişkilerinizi ve dolayısıyla yaşam kalitenizi ciddi olarak etkileyen bir rahatsızlık DEHB. Doğal olarak psikiyatr size ilaç veriyor ve belli dönemlerde kontrol ediyor. Ben 1 yıl boyunca ilaç kullandım. Muhteşem bir ilerleme kaydedemesem de ilacı bırakmaya karar verdik.

Ancak iyi bir şey oldu ve ben, bende ne olduğunun farkına varmaya başladım. Kaldı ki psikolojik rahatsızlıklar öyle he deyince geçen, “İlaç içtim oh ne ala memleket bana artık bir şey olmaz” rahatsızlıkları değil. En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat bu konuda bir farkındalık oluşması ve onunla nasıl yaşayabileceğini, hayatını nasıl değiştirmen gerektiğini öğrenebilmek önemli bir mesele galiba.

Adım atmaya karar vermek

Ben de bu durumu nasıl düzeltebilirim diye düşünürken meditasyon yapmaya karar verdim. İnanın bu öyle bir şey ki herhangi bir konuda eyleme geçmekle ilgili karar vermekte hiçbir sorun yok. O kararlar veriliyor, büyük planlar yapılıyor, yazılıyor çiziliyor, listeler oluşturuluyor…

Ama hiçbiri hayata bir türlü geçemiyor.

Ben meditasyona başlamak konusunda -birkaç ayımı alsa da- ısrar etmeye çalıştım. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Dikkat eksikliği, yine günümüzün popüler sorunlarından olan erteleme sorununu da beraberinde getirebiliyor. Bütün bunlar mükemmeliyetçi olmakla da ilişkili.

Örneğin bir işi yapmadan önce “en iyisi olmayacaksa hiç olmasın, daha sonra zaten yaparım” gibi garip nedenlerle erteleyebiliyorsunuz. Onun yerine gidip sosyal medyada kedi videosu izlemekle saatlerinizi harcayabiliyorsunuz. İşler de çığ misali büyüdükçe büyüyor. Sonrasında anksiyeteniz yoksa bile kendisine “buyur sen de şöyle geç” diyorsunuz.

Meditasyonu hayatına dahil etmek

Velhasıl, ben “meditasyonu nasıl yapabilirim, aman zihnimi nasıl toplayacağım” derken daha önce bir dönem yolumun kesiştiği “Meditopia uygulamasını kullanayım bari” dedim. Bir şekilde her sabah meditasyon yapmaya ve kendimi alıştırmaya başladım. Madem çağımız bunu gerektiriyor bir de Mindguru uygulamasını kullanmaya başladım ki bana erteleme hastalığı ile ilgili ne yapmam gerektiğini anlatsın.

Önce MindGuru’da bahsedeyim. Her gün belirli görevler vererek size aslında ne olduğunu ve ne yapmanız gerektiğini anlatıyor. Örneğin, “tek bir işe” odaklanmak, alışkanlık geliştirmek, işleri parçalara bölerek ilerlemeye çalışmak gibi. Bunları nasıl yapacağınızı da size gösteriyor.

Ben güne Mindguru’nun o günkü görevi ile başlayıp ardından meditasyon yapıp, sonrasında biraz kitap okuyorum. En son olarak ise çok sevdiğim Duolingo ile tekrar başladığım ve bir zamanlar yarıda bıraktığım –11 yıl olmuşİspanyolca öğrenme yolculuğuna çıkıyorum.

Beynimizi anlamak ve onu dinlemek

Öncelikle MindGuru’da anlatıldığı üzere bir alışkanlığı oluştururken beynimiz onu ne kadar süre yaptığımıza değil, yapıp yapmadığımıza bakıyormuş. Yani örneğin kitap okuma alışkanlığı geliştirmek istiyorsunuz ve her gün 20 sayfa okuma hedefiniz var. Ancak insanlık hali ya, o gün bir şey oldu ve 20 sayfa okuyamayacaksınız. Sorun değil 1 sayfa dahi okusanız beyniniz onu yapmış olarak görüyor(muş).

Ben sabırla tüm bunları yapmaya başladım ki sabırsızlık göbek adımdır benim 🙂 Eylül ayının başından beri bu durumdayım. Bir büyük hedefim yok sadece huzurlu ve mutlu olmak, verimli olmak istiyorum. Çünkü uzun süredir ne yaparsam yapayım zamanımı boşa harcadığımı düşünüyorum.

Açıkçası meditasyon yapmak iyi hissettiriyor, farkındalığım artıyor, yapamasam da takılmamaya çalışıyorum çünkü bana “mükemmel olmayabilir, yapamayabilirsin, normaldir” diyor. Bunu yapabilmek benim için çok zor, onu belirtmeliyim.

Meditopia’nın bunları hatırlatması ve meditasyonu bir alışkanlık haline getirebilmek şimdi olmasa bile uzun vadede hayatıma olumlu yansıyacaktır. Olmazsa da “o anı fark edebiliyorum en azından” derim. Meditasyonların yanında uygulamada çokça makale, onlarca konu başlığı altında bir sürü meditasyon ve rahatlatıcı sesler gibi güzel şeyler var.

Ve İspanyolca öğrenmek -çok istediğim için- bana çok iyi geliyor. Ayrıca çok eğlendiriyor. Hiçbir şey olmasa demansı geciktirir:)

İş hayatını verimli hale getirmek

Şimdi sırada bu alışkanlıkları verimlilik için iş hayatıma entegre etmek var. Küçük meydan okumalar, focus to do ile pomodoro tekniğini kullanmak gibi eylemler ile iş alışkanlıkları da oluşturmaya çalışıyorum. İnanın böyle yapınca eğleniyorsunuz da. Evet her günümüz, hatta her anımız aynı olmayabiliyor ama o da hayatın içerisinde işte. O anlar da geçecek. Şimdiye kadar hep geçti.

Kişisel gelişimciye bağlamadan uzun lafın kısası diyelim;

Hala daha odaklanamadığım çok zaman oluyor, işlerimi erteleyebiliyorum ancak artık tüm bunların çok farkındayım ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. 43 senede inşa ettiğim ve bana olumsuz olarak yansıyan her şeyi parmaklarımı şıklatarak çözemeyeceğimi biliyorum.

Bu yolculuk beni nereye götürecek heyecanla bekliyorum.

“Benim Güzel Dikkat Eksikliğim ve Onu Dize Getirme Çabalarım” üzerine bir yorum

Yorumlar kapalı.